14 Mayıs 2010 Cuma
Sage Francis / LI(F)E
Yine başıboş bırakmışım blogu. Geri dönmek için Sage Francis'in yeni albüm yayınlaması kadar güzel bir bahane bulmam, şimdilik biraz zor gibi gözüküyor. Buyrun o zaman Sage Francis ve dumanı üzerinde albümü Li(f)e üzerine bir yazı;
Sage Francis'in Hayat/Yalan ikilemi üzerine kurduğu ilişkiyi ilk olarak 7 yıl önce, Non Prophets'ın Hope albümünde Cure adlı parçada ''Life is just a lie with an 'f' in it, and death is definite." dizeleriyle duymuştuk. Bu metafor, 7 sene sonra Li(f)e isimli bir albüm yayınlayacak kadar kafasını kurcalamış Sage abinin ve dayanmış kalemine. Konu spoken word ise dünyada rakipsiz olduğunu yine kanıtlamış ama bu sefer tek bir farkla; yanına veteran rock tayfasını toplamış ve neredeyse tüm parçaların altyapılarını Jason Lytle, Tim Rutili, Chris Walla gibi günümüz rock müziğinin en çok takip edilen adamlarına emanet etmiş. Bir parçayı da, geçen aylarda Türkiye'ye gelen ve burda da baya takipçisi olan Fransız Yann Tiersen ile beraber yapmış. Tiersen'i tanımayanlar için, Amelie soundtrack albümünü O'nun müziği için en kolay ulaşılabilecek referans olarak gösterebiliriz ama konumuz o değil şimdilik. Bu yazının ortaya çıkmasını sağlayan Sage Francis'e geri dönelim biz; Sage Francis'i ilk olarak 2002 yılında Anticon'dan çıkardığı Personal Journeys albümüyle tanımıştım. Tabii o yıllarda Anticon, deneyselliğin sularında boğulmamıştı henüz ve indie rap'in en sıkı plak şirketlerinden birisiydi. 2000'li yıllarda o kadar saçmalamaya başladılar ki daha da yüzlerine bakmaz oldum. Neyse, Anticon'un yaşadığı bu -olumsuz anlamdaki- değişim de bir başka maceranın konusu. Bu albümden önce bir plak şirketine bağlı olmaksızın ''Sick of'' adıyla bir kaç albüm yayınlamıştı Sage Francis, ama o albümleri çıktığı yıllarda dinlemek için Sage'in şehri olan Providence'da yaşamamız lazımdı. Baya yerel takılıyordu kısacası. Bu arada Providence'ın ABD'nin en küçük eyaleti olan Rhode Island'ın bir şehri olduğunu söylersek bu adamın taa nerelerden gelip, Amerika'nın acımasız indie müzik arenasında şimdiki kadar sağlam bir yer bulduğunu daha iyi anlatmış oluruz. Personal Journeys albümünde, günlük hayattaki sıradan olaylara absürd yaklaşımı ve kullandığı karanlık, rahatsız eden beat'lerle yeraltı müzik piyasasıyla ilgilenen hemen herkesin dikkatini çekti. Özellikle sözleri inanılmaz güçlüydü ve sıradan bir MC olmadığı kesindi bu adamın. Bu arada Sage Francis, çoktan kendi indie plak şirketi Strange Famous Records'u kurmuştu bile. İlk albümünden sonra çıktığı konserlerde de edebiyatla -özellikle şiirle- hip hop'ın bir karışımı olan, genelde arka planda müzik olmadan icra edilen spoken word konusunda bir efsane haline geldi bu et yemeyen adam. Kendisi vejetaryen olduğunu çok fazla hatırlattığı için ben de burada belirtmeden geçmeyeyim dedim : ) İlk albümünden 3 sene sonra çıkardığı A Healthy Distrust albümü de en az Personal Journeys kadar sağlam gelince, dikkatleri boşuna üzerine toplamadığını kanıtladı Sage Francis. Abstract rap ile spoken word'ün aralarında bir yerlerde dolaşan albümden çıkan ilk single Sea Lion, tam bir Sage klasiğidir unutmadan onu da yazalım. Yaşadığı mutsuz çocukluk da, Sage'in sözleri için eşi bulunmaz bir kaynak bu arada. Sık sık babasız büyümekten ve annesinin ne kadar başarısız bir anne olduğundan, metafor ve kelime oyunları vasıtasıyla bahsediyor. 2007 yılında Li(f)e'tan önceki son albümünü yayınladı; Human the Death Dance. ''Around the time when Jay-Z & Nas girl had sex, I used to wake up every morning on the hard wooden floor, Livin in Brook-nam with a car I couldn't afford." bunlar Human the Death Dance'den sözler.. Sage'in gerçekten commercial rap'ten bir beklentisi yoktu ve bunu yukarıdaki dizelerle dile getirdi 3. albümünde. Gitgide dünyanın her yerinden dinleyicilerin dikkatini çekmeyi başaran bu adamın video'larını Mtv'de görmeyi bekleyen kitle büyük hayal kırıklığına uğradı. Çünkü Sage Francis'in dinleyici kitlesinin artması O'nu daha da aktivist yaptı. Milyonlarca dolar kazanabileceği ama daha sonradan köleleri olacağını, şarkılarında onların istediği şeylerden bahsetmek zorunda kalacağını bildiği şirketlerle anlaşma imzalamayıp Strange Famous Records ile kendi yoluna baktı ve bir yeraltı efsanesi olarak kalmayı başardı. Bu ay çıkardığı Li(f)e bize şunu kanıtladı; Sage Francis denemeye devam ediyor. Li(f)e'tan önce çıkardığı 3 albüm de birbirinden kült olmasına rağmen hala daha iyisini yapabilmek için uğraşıyor. Kısmen başarıyor, kısmen başaramıyor. Bundan aylar önce, Sage'in yeni albüm için, isimlerini en başta saydığım rock yapan adamlarla çalıştığını öğrendiğimde büyük hayal kırıklığına uğramıştım ama albümü dinledikten sonra ''İyi ki bu adamlarla çalışmış.'' dedirtmeyi başarabiliyor bana. Şaşırtmayı başarabiliyor. Belki de en önemlisi bu. Altta Sage Francis ile ilgili ziyaret edilesi adresler ve yeni albümden bir parça var.
Strange Famous Records
Sage Francis Myspace
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder