27 Mayıs 2010 Perşembe

Büyük Oyuncu Olmak


Bir oyuncu düşünün; zamanında Napoli'de oynadığı basketbol ve kazandırdığı kupayla, şehrin kahramanı haline gelmiş; 2004 yılında, Polonya'nın Wroclaw takımında, Euroleague'in sayı kralı olmuş; Yunanistan'da Olympiacos formasıyla oynadığı maçlardan sonra (özellikle Euroleague Final Four'undan sonra) Pire şehrinde bir efsane haline gelmiş; bir dönem araya  NBA'i de sıkıştırmış olsun. 2009 yılında sessiz sedasız Türkiye'nin Fenerbahçe takımına gelsin ama burada, 2 senedir koçun ''rotasyon'' saçmalıkları sonucu istediği -hak ettiği- süreleri bir türlü alamamış olsun. Aldığı zaman da, ait olmadığı 1 numaralı pozisyonda oynatılmak zorunda bırakılsın. Hatta bu akşama kadar, 2009/2010 TBL Play Off''larında bench'ten neredeyse hiç çıkmamış olsun. Ama o 2 senelik olumsuzluğa, mutsuzluğa rağmen, çıksın bu gece Efes Pilsen'le oynanan final serisi 4. maçında takımı tam bir winner gibi yönetsin. Bir ara 17 sayılara kadar çıkan farka rağmen, 2 genç Sloven'i de yanına alarak, takımı uzun süre unutulmayacak bir geri dönüş zaferine taşısın. Maçla ilgili değerlendirmeler, Emir'in performansı, muhteşem geri dönüş bir çok yerde yazıldı zaten. Lynn Greer'i bu takımda izlediğimiz için ne kadar şanslı olduğumuza değinen birilerini görmediğim için, böyle kısa ama minnet dolu bir yazı çıktı ortaya.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder